Thursday, August 11, 2011

Çilekli Muzlu Rulo Pasta

DSC_9690

Gruptan bir arkadaş Japonya dönüşünde bize “Tokyo Banana” getirdi. Bu küçük pastacıkların tadı muzlu ruloya çok benziyor ve ben çok beğendim. Tabi haliyle canım muzlu rulo pasta çekti. 1 haftadır da bir türlü yapamadım, muz aldık yumurta bitmiş, onu aldık bu sefer başka bir şey eksik. En sonunda malzemeleri tamamlayınca bir de çilek ekleyip kendime doğum günü pastası hazırladım. Hatta 2 yaşındaki doğum günümde de buna benzer bir pastam varmış. Doğum günümün 4 ay sonra olması şu anda konu dışı, lütfen! Öhöm, nerede kalmıştık, evet malzemeleri vereyim ben hemen…r001-031

Malzemeler (8 kişilik)

Keki için:

  • 4 yemek kaşığı toz şeker
  • 4 yumurta
  • 4 yemek kaşığı un
  • Vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • tuz

İç kreması için:

  • 500ml süt
  • 1 yumurta
  • 3 çorba kaşığı un
  • 1 çorba kaşığı nişasta
  • 3-4 yemek kaşığı toz şeker
  • Vanilya
  • Muz, çilek

Dış Krema ve Süsleme:

  • Sıvı Krem Şanti (Whipping Cream)
  • Şeker
  • Pul Badem

Keki için önceden fırını 170 (340F) dereceye kadar ısıtın. 4 yumurta sarısını şekerle karışım açık sarı hale gelene kadar çırpın, vanilya ekleyin. 4 yumurta beyazını ayrı bir kapta bir fiske tuz ile küçük zirvecikler (soft peaks) oluşturacak kıvama kadar çırpın. Yumurta beyazını sarısının üzerine döküp bir spatulayla köpüğünü yok etmeyecek şekilde karıştırın. Üzerine un ve kabartma tozu karışımını dökün ve yine spatulayla karıştırın. Geniş bir tepsiye fırın kağıdı serin ve karışımı üzerine eşit bir şekilde yayın. Üzeri kızarana kadar pişirin (yaklaşık 15dk). Fırından çıkarır çıkarmaz fırın kağıdıyla beraber rulo yapıp üzerine nemli bir bez koyup, soğutun.

Yumurta, un, toz şekeri bir tencereye koyun ve karıştırın. Birazcık sütle nişastayı eritip onu da ekleyin. Sütü azar azar ekleyerek pişirin. 3-4 dakika kaynadıktan sonra ocaktan alıp vanilya ekleyin. Soğumaya alın.

İç krema soğuyunca ruloyu açıp içine eşit bir şekilde yayın. Çilekleri ince ince dilimleyin ve kremanın üzerine yayın. Muzu ikiye bölüp tepsinin baş tarafına yerleştirin ve rulo yapın. Rulonun sonunu aşağıya getirirseniz daha düzgün bir görünüm elde edersiniz. Dayanamazsanız bu halde de yiyebilirsiniz.=)

DSC_9656DSC_9657

Üst kremasını tarife ve damak tadınıza göre hazırlayın. Ben biraz daha az şekerli hazırladım. Üzerine spatula ve bıçak yardımıyla kremayı yayın. Pul bademleri serpin, dolapta 2 saat bekledikten sonra servise hazır. Afiyet olsun.

DSC_9667

Sunday, March 27, 2011

Ev Döneri

DSC_9321

Burada döneri çok özlüyorduk, böyle bir çözüm bulduk ki dönerden bile güzel oldu…

Malzemeler (2 kişilik)

  • Yarım kg dana kontrfile (sirloin)-başka etler de kullanabilirsiniz ama kalın ve az yağlı olması gerekiyor.
  • Sıvıyağ
  • Baharatlar: bol kimyon, kekik, toz kırmızı biber, tuz, karabiber

Eti derin dondurucuda donduruyoruz. Keskin bir bıçakla etin kalın yüzünden çok ince dilimler kesiyoruz. Dondurduğumuz için döner kadar ince dilimler kesmek mümkün. Kestiğimiz dilimleri bir tavada yağda çeviriyoruz, baharatlarını ekliyoruz. İster pilav üstü ister lavaş üstü servis yapabilirsiniz.

Ben lavaşları (tortilla) kare kare doğrayıp tavada tereyağında çevirdim. Üzerine döneri koyup öyle servis yaptım. Dilerseniz domates sosu yapıp yanında yoğurtla iskender havası da verebilirsiniz. Afiyet olsun.

Köfte

DSC_9330-2

Bir kere uğraşıp yapınca haftalarca idare eden, zor zamanlarda hızır gibi yetişip akşam yemeğini güzel eyleyen köfte.

Malzemeler

  • 1kg kıyma
  • 250gr galeta unu
  • 5 diş sarımsak
  • 2 yumurta
  • 4 yemek kaşığı zeytinyağı
  • yarım demet maydanoz
  • Tarçın, kimyon, karabiber, kekik, toz kırmızı biber
  • 1-2 tatlı kaşığı tuz

Maydanozları küçük küçük doğrayın, sarımsakları sıkın. Tüm malzemeleri karıştırın, keyfinize göre farklı baharatlar da ekleyebilirsiniz. Yine zevkinize göre istediğiniz büyüklükte taneleyebilirsiniz. Taneledikten sonra ben bir tepsiye dizip, katmanların arasına da buzdolabı poşeti koyarak derin dondurucuda 1-2 saat donduruyorum. Sonra donmuş köfteleri poşetlere aktarıp tekrar buzluğa koyuyorum. Pişirmek istediğinizde buzluktan alıp biraz çözülmesini bekleyip tavada çok az yağda 5 dk kızartabilirsiniz. Afiyet olsun.

Şekerpare

DSC_9385

Çocukluğumun en sevdiğim tatlısı şekerpareydi. Çok uzun zamandır yememiştim, geçen gün aklıma gelince canım çekti. Hemen annemden tarifini aldım ve yaptım. Çocukken oynayarak tanelemeyi çok severdim. Bir de annem şerbetini koymadan bana kurabiye diye okula yanıma verirdi, çok severek yerdim.

Malzemeler

Hamuru için:

  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 250 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
  • 5.5 su bardağı un
  • 2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • Üzeri için fındık/badem

Şerbeti için:

  • 4.5 su bardağı şeker
  • 4 bardak su
  • 1 tatlı kaşığı limon suyu

Hamuru için olan malzemeleri geniş bir kapta yoğurun. Homojen bir hale geldikten sonra ceviz büyüklüğünde parçalar alıp 1cm kalınlığında yuvarlaklar haline getirin. Fırın kağıdı koyduğunuz tepsiye dizin. Üzerine fındıkları iyice bastırarak yerleştirin. Önceden 180C (~355F) ısıtılmış fırında yaklaşık 30dk üstü pembeleşinceye kadar pişirin. Bu sırada tamamen! kontrol için bir tanesini şerbetini dökmeden yiyebilirsiniz, pişip pişmediğine emin olamazsanız bir tane daha yiyebilirsiniz.

Bu sırada şerbeti için şekeri ve suyu pişirin. 10 dk kaynadıktan sonra limon suyunu ekleyip 2dk daha kaynatın. Ocaktan alıp ılıtın.

Şekerpareler sıcakken üzerine ılık şerbeti dökün. Şerbeti iyice çekinceye kadar bekleyin. İyice yumuşadığına emin olduktan sonra servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun.

DSC_9350

Saturday, March 12, 2011

Etli Kuru Fasulye

DSC_9307-2

Çok uzun zamandan beri canım kuru fasulye pilav çekiyordu. Malzemelerim olmasına rağmen bir türlü yapmaya fırsat olmadı. Sıkıntı fasulyeyi bir gün önceden ıslatmak gerekiyor o yüzden hadi şimdi yapayım diyemiyorsun. Ama ben bugün dedim, 3 saat beklettim ılık suda, gayet de yumuşacık oldu. Pişme süresi biraz daha uzadı tabi.

Tarif tamamen canım teyzeme aittir. Onunkinden güzel olmadı ama doğru fasulyeyi bulduğum zaman çok iddialı bir şekilde karşısında olacağım.

Malzemeler

  • 2 su bardağı kuru fasulye*
  • 200gr kuşbaşı et (pastırma veya sucuk da olur)
  • 2-3 soğan(ince doğranmış)
  • 1 yemek kaşığı salça (domates+biber)ya da domates püresi
  • 2 diş sarımsak
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağ
  • tuz, karabiber, pul biber, toz kırmızı biber

Kuru fasulyeleri bir gece önceden ılık suyla ıslatın. Ertesi gün suyunu döküp çeşme suyuyla yıkayın. Tencereye eti koyup üzerine yarım çay bardağı soğuk su koyun kısık ateşte 10-15dk pişirin. Suyunu çekince (etler pişmeye yakın)sıvıyağ ve hemen soğanı koyun, soğan pişince domatesi ve salçayı ekleyin. Kuru fasulyeyi ekleyin 5dk karıştırın sonra fasulyenin üstünü kapatacak şekilde kaynar su ekleyin. Sarımsağı katın. Kaynayınca altını kısıp kapağını kapatın 30dk pişirin. Arada suyunu kontrol edip kaynar su ilave edin. Tuz, karabiber, pul biber ekleyip fasulyeler dağılmayana kadar pişirin.Yaklaşık 60dk sürüyor fakat fasulyenin cinsine göre değişir, benimki 90dk sürdü. Arada tuzunu biberini tadıp ayarlayın. Afiyet olsun.

*Ben burada “great northern beans” kullandım, çok güzel oldu, bizim şeker fasulyeye benziyor. Bildiğim kadarıyla Türkiye’dekiler genelde “white kidney beans”.

Sunday, March 6, 2011

Fırında Sebzeli Mücver

DSC_9296Evdeki türlü türlü sebzelerle ne yapayım diye internette dolanırken portakal ağacı’nda güzel bir tarife rasladım. Evinizde az az kalmış sebzeleri değerlendirmek için çok lezzetli bir yol. Tarifin orijinal adı mücver fakat kabak kullanmanız şart değil. Genel bir malzeme listesi veriyorum fakat oranları istediğiniz gibi zevkinize göre değiştirebilirsiniz.

Malzemeler

  • 2 patates
  • 2 havuç
  • 2 kabak
  • 1 büyük soğan
  • maydanoz
  • dereotu
  • pırasa
  • brokoli
  • ıspanak…
  • beyaz peynir
  • 2-3 yumurta
  • 2-3 kaşık un
  • yarım çay kaşığı kabartma tozu
  • tuz, karabiber
  • zeytinyağı

Soğan, havuç, patates, kabak gibi rendelenebilir sebzeleri ayrı ayrı rendeleyin. Diğre sebzeleri ise doğrayın. Bir geniş tencerede zeytinyağıyla soğanı kavurun, üzerine havuç ve patatesi ekleyin, en son kabağı ekleyin. (ıspanak, pırasa, brokoli kullanırsanız onları da ekleyin) Sebzeler diriliğini yitirince ocaktan alın, çok pişirmenize gerek yok. Tuzunu, karabiberini ekip, soğumaya bırakın.

Bir kapta yumurta, un ve kabartma tozunu karıştırın. Tenceredeki sebzelerin içine bu karışımı dökün. Peynir ve maydanozu da (veya dereotu) karışıma ekleyin. Bir borcama yağlı kağıt serip içerisine karışımı dökün. Önceden 200C (400F) ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 40 dk+5 dk ızgarada pişirin. Keserek servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun.

Friday, March 4, 2011

Ispanaklı Börek

DSC_9269

Uzun zamandır evde oturup da güzel yemek yapamadım yoğunluk nedeniyle. O yüzden buraya da yazamadım. Ispanaklı börek hem çok lezzetli hem de yapması çok kolay bir börek. Kıymalısını da, peynirlisini de ayrı ayrı severim. Ben burada kıymalısının tarifini vereceğim, en son da peynirli için yapmanız gereken değişikliklerden bahsedeceğim.

Malzemeler (6 kişilik)

  • 500gr phyllo dough/yufka
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 250gr kıyma
  • 500gr ıspanak
  • 1 soğan
  • Zeytinyağı, sıvıyağ
  • Pulbiber, tuz, karabiber
  • Susam, çörek otu

İçi için biraz sıvıyağda küçük küçük doğranmış soğanı kavuruyoruz. Pembeleşince, kıymayı ekleyip iyice pişiriyoruz. Üzerine yıkanmış ve orta derecede doğranmış ıspanağı ekliyoruz. Ispanaklar suyunu salınca tuz, karabiber, pulbiber ekleyip ocaktan alıyoruz.*

Bir yumurtanın sarısını kenara ayırıyoruz. Harcı için kalan bir yumurtayla yumurtanın beyazını bir kabın içerisine koyuyoruz. Üzerine yoğurt, yarım çay bardağı zeytinyağı ve biraz da tuz ekliyoruz. Bir mikser yardımıyla çırpıyoruz. Ben koymadım ama içine birazcık soda eklerseniz daha güzel olur.

Bu arada fırını 200C (~400F) dereceye getirip ısıtmaya başlayabilirsiniz.

Aldığımız yufkanın yarısını ayırıyoruz. Tepsiye 1 kat yufka koyup (ben phyllo dough, yufkanın 1/3’ü kalınlığında ince bir yufka kullandım.) üzerine harcın bir kısmını her tarafını kaplayacak şekilde sürün. Bu işlemi yufkaların yarısı bitinceye kadar tekrar edip ıspanaklı karışımı üzerine dökün. Sulu bir karışım olduğu için suyunu süzerek koyabilirsiniz. Üzerine yufkaların geri kalanı da bitinceye kadar aynı işlemi tekrarlayın. En üst katmana yumurta sarısını sürüp, susam ve çörek otu serpin.

Önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 25-30 dk üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Sıcakken kesip servis yapın. Afiyet olsun.

*Ispanaklı peynirli börek için soğanı kavurduktan sonra üzerine ıspanağı koyup, çok az öldürüp ocaktan alın. İçerisine beyaz peynir/çökelek koyun. Peynir tuzlu olduğu için tuzunu ona göre ayarlamayı unutmayın. İsteğe göre pulbiber ekleyebilirsiniz.

**Aynı tarifi peynirli-dereotlu, patatesli, kıymalı içlerle de yapabilirsiniz.

Monday, February 7, 2011

Sütlü İrmik Tatlısı

DSC_9257

Sütlü irmik tatlısı çok hafif, yapımı kolay lezzetli mi lezzetli harika bir tatlı. Yapımı yarım saati bulmuyor. California’da irmik bulmak biraz zor, ben ancak türk marketinden bulabildim. Bulur bulmaz da hemen yaptım.

Malzemeler (6 kişilik):

  • 1 lt süt
  • 1 su bardağı irmik
  • 1.5 su bardağı şeker
  • 1 paket vanilya
  • ceviz, tarçın

İrmiği soğuk süte ekleyip ocakta göz göz oluncaya kadar pişirin. Üzerine şekeri ve vanilyayı ilave edip çok az pişirdikten sonra ocaktan alın. Muhallebinin yarısını borcama yayın. Üzerine isteğe göre ceviz ya da fındık serpin. Ben cevizi daha çok yakıştırıyorum. Tarçını unutmayın. Muhallebinin geri kalanını da üstüne dökün, tarçın serpin. Soğuduktan sonra kesip servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun.

Mantı

DSC_7585

İlk  olarak tabiki en sevdiğim 2. yemek olan Mantı tarifini yazacağım. Çocukluğumdan beri annemin en özel yemeklerinden biri olan mantıyı, çok zevkle ve iştahla yemişimdir. Yurt dışında yaşamaya başladığımdan beri de mantıya her türlü erişimim kapandığından dolayı kendim mantı yapma ihtiyacı duydum.

Öncelikle yapması çok zor görünse de sadece zaman alan bir yemek bu. Fakat büyük miktarlarda yapılıp, buzluğa konulunca dünyanın en pratik yemeği haline geliyor, ve o gün yapılmış gibi taze oluyor. Hıza bağlı olsa da 10 kişilik mantı aşağı yukarı 4-5 saat alıyor. O yüzden birkaç arkadaşla birlikte yapılırsa çok daha zevkli ve hızlı bir süreç haline geliyor.

Tarif canım anneme aittir. Buradan sevgilerimi gönderiyorum=)

Malzemeler: (4 kişilik)

Hamuru için

  • 4 su bardağı un
  • 2 yumurta
  • Su
  • 2 tatlı kaşığı tuz

İçi için

  • 250 gr kıyma
  • 1 küçük soğan
  • karabiber, tuz
  • leblebi!

Üzeri İçin

  • 1 kase yoğurt
  • 3-4 diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • salça veya domates püresi
  • pulbiber, nane

 

Hamuru:

Un, yumurta ve tuzu geniş bir kabın içine alıp yoğuruyoruz. Yoğururken azar azar su ekliyoruz. Buradaki önemli nokta, suyu koyabildiğimiz kadar az koymak. Biraz kol kası istiyor bu aşama fakat hamur ne kadar sert olursa o kadar iyi. Hamur homojen bir hale gelince ikiye bölüp top haline getiriyoruz. (Eğer 8 kişilik olsaydı, 2’şer kişilik toplam 4 top haline getirecektik.) Hamurun üzerine ıslak bir havlu/elbezi koyup yarım saat dinlenmeye bırakıyoruz.

Bu sırada mantı içini hazırlayabilirsiniz. Soğanı çok küçük doğrayıp, kıymayla karıştırın. Tuz, karabiber ekleyin.

Şimdi gelelim işin can alıcı noktasına: hamur açmak. Burası birazcık tecrübe işi, pratik yaptıkça gelişecek bir olay. Ama kesinlikle zor değil, gözünüzü korkutmayın. Top yaptığımız hamurun altına ve üstüne yarım avuç un koyup oklava yardımıyla hamurumuzu açıyoruz. Ara ara hamur yapışkanlaştıkça üzerine un serpmeye devam ediyoruz. Amacımız, kalınlığı baklava hamuruyla tart hamuru arasında olan, yuvarlak bir hamur elde etmek. Hamur son haline yaklaşınca un serpmeyi bırakın, biraz yapışkanlık katlanınca rahat yapışmasını sağlayacaktır. Açtığınız hamuru 3.5-4cm boyutlarındaki kareler halinde kesin. Bunun için pizza kesme bıçağı kullanabilirsiniz, çok pratik oluyor.

DSC_7573 - Copy

Şimdi sıra bu karelerin içine kıymamızı yerleştirmekte. Leblebi büyüklüğünde kıymaları karelerin içine yerleştiriyoruz. Karelerin dört tarafını bohça halinde bir araya geitiriyoruz. İsteğe göre değişik şekillerde de katlayabilirsiniz ama hamur olmaması ve suyu iyice çekmesi bakımından bohça şeklindekiler çok güzel oluyor. Bu sırada iş bölümü de çok keyifli oluyor. Bir kişi içlerini doldururken, diğeri mantıları kapatıyor.

DSC_7583

Şimdi gelelim leblebiye. Biz küçükken annem bana daha çok yemek yedirebilmek için bu oyunu bulmuş. Mantıların bir ya da birkaçının içine leblebi koyup öyle kapatırdı. Çekiliş mantığıyla yemek esnasında leblebi kime gelirse o kazanmış olurdu. Hatırlıyorum leblebi çıksın diye doyduğum halde yemeye baya devam ederdim. Siz de böyle kalabalık bir grupta leblebi çıkana sürpriz hediye verebilirsiniz=)

Mantıyı isterseniz hemen isterseniz de derin dondurucuya atmak kaydıyla daha sonra yiyebilirsiniz. Dondurucuya atacaksanız, ilk önce geniş bir tepsiye yayıp, yarım saat dondurup, daha sonra poşetleyebilirsiniz.

Pişirmek için geniş bir tencereye suyu koyup kaynatın. Kaynamış suda 15-20 dk arası orta ateşte pişirin. Hamuru pişince et de pişmiş demektir. Bir kevgir yardımıyle suyunu süzerek tabaklara servis yapın.

Bir cezvede tereyağını eritip, ocaktan alınca üzerine pul biber ekleyin. Üzerine hazırladığınız sarımsaklı yoğurdu, eritilmiş tereyağını, sulandırılmış salçayı, nane ve pulbiberi ekin. Artık mantı yemeğe hazır. Yanına turşu, sumaklı soğan, kola çok yakışıyor. Afiyet olsun.

Saturday, February 5, 2011

Neden Blog?

Blog yazmak konusundaki uzun süren kararsızlıklarımı en azından şimdilik bir sonuca bağladım.

Artık kendi evimde yaşamaya başladığım için, ve etrafımda ev yemeğine erişimim olmadığı için, bol bol yemek yapmaya zaman ayırıyorum. Yemek yaparken genelde internetten bulduğum bir sürü tarifi derleyip, kendi zevkime yakın tarifi oluşturup, püf noktalarına dikkat edip o şekilde yapıyorum. Fakat tabiki yemekleri yaptıktan sonra biraz da hafızama güvenip o tarifi bir kenara not etmiyorum. Doğal olarak kendimi bir dahaki sefer aynı yemeği yaparken internette harıl harıl o sevdiğim tarifi ararken buluyorum. Halbuki kendi tuttuğum bir yemek kitabım olsa ne güzel olurdu!
El yazısıyla yazılmış bir yemek kitabının tam yerini tutmasa da, her yerden erişebilirliği ve kolay düzenlenebilirliği bu blogu tutmaya karar vermemdeki temel sebepler... Hem insan blog tutarken daha bir özenli düzenli oluyor, ne de olsa herkese açık bir platform.

Yani sadede gelirsek, bu blogu şimdilik kendim için tuttuğum bir yemek kitabı olarak görüyorum. Benim dışında faydalananlar olursa ne ala, afiyet olsun diyorum...